Necdet SUBAŞI

ALEVİLİK BİR İNANÇ VE KÜLTÜR GELENEĞİDİR

“Kültür Söyleşileri”nin bu haftaki konuğu Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Doç. Dr. Necdet Subaşı oldu.

Dinleyicilere “Alevi Modeleşmesi” başlık bir konuşma yapan Subaşı, “Alevilik hakkında herkesin bir şey söylediği bir ortamda Alevilerin konuşmaması üzücüdür. Alevilerle ilgili olarak, toplum hafızasında bulunan önyargılar sorunların aşılmasındaki en önemli engeldir.” dedi.

Alevi toplumundaki “Dede” kavramının topluluk üzerinde önemli bir gücünün olduğunu; ancak aynı şeyi Sünni toplumlarda görmenin mümkün olmadığını ifade eden Subaşı, Aleviliğin dinsel sermayesinin sahibi “Dede”lerdir, dedi.

Necdet Subaşı; mazbut, fakir, dışlanmış, kendisini açıklamaya mecbur bırakılmış ve acıtıcı değerlendirmelere maruz kalmış bir toplum olarak ifade ettiği Alevilerin cenaze ve evlilik dışında Sünnilikle bir temas alanın kalmadığını söyledi.

Alevi toplumunun, kirlenmemek, asimile olmamak, özünü kaybetmemek için gettolaştığını ifade eden Subaşı, Cumhuriyet döneminin tamamına yönelik bir değerlendirme yapıldığında kent yaşamının Alevilere yaramadığını söyledi.

Necdet Subaşı, Alevileri şehirlerde bekleyenler olmadığı için köyde Dede etrafında gelişen alevi kültürünün kentte bir dağılma yaşadığını; ayrıca köyden kente göçün ritüelistik din algısını parçalamasından dolayı Alevilerin şehirde nasıl davranacaklarını bilemez hale geldiklerini söyledi.

Eski ve yeni değerler arasında bağ kurmakta zorlanan alevi ailelerin aynı ev içerisinde birbirlerinin değerlerine yabancılaşmaya başladıklarını, 80’lerden sonra kendi kimliklerinin peşine düştüğünü ifade etti.

Rehberlik mekanizmasında önemli bir rolü olan “Dede”nin, şehir hayatına adapte olmaya çalışan aleviler tarafından aranmadığını artık bir ihtiyaç olmaktan çıktığını söyleyen Subaşı, rehberlik mekanizmasının artık insafa bırakılmış hale geldiğini söyledi.

Doç Dr. Necdet Subaşı, konuşmasının sonunda Alevi sorunun çözümünde insan olarak hepimiz önemli görevler düştüğünü söyledi.