1998 Yılı Kurum Kitapları
Cengiz Aytmatov’un Dünyası – Abdıldacan Akmataliyev
Cengiz Aytmatov Türk Dünyasının övüncü olarak sadece Türkiye’de değil 154 ülkede tercüme edilip tanınan bir değerli yazardır. Günümüzde Aytmatov için hem kulüp, hem enstitü hem de Uluslararası Aytmatov Akademisi ile uluslararası Aytmatov Vakfı kurulmuştur. Cengiz Aytmatov, Kırgızların fotoğrafını doğru çekebildiği için önce Türk Soylu Halkların sonra insanlığın ilgi, sevgi ve saygısına mazhar olmuş dev bir yazardır. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı’nında şeref üyesidir. Bu eser, dünya edebiyatına damgasını vuran Türk Dünyasının övüncü Cengiz Aytmatov’un hayatını, eserlerini, edebî kişiliğini, duygularını ve eserlerine yansıyan tüm bilgileri bulabileceğiniz kıymetli bir kaynaktır. A. Akmataliyev tarafından Kırgızca olarak yazılmış ve Ahmet Güngör tarafından da Türkiye Türkçesi’ne aktarılmıştır.
Türk’e Doğru – Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu
I. H. Baltacıoğlu, bir ilim, fikir ve sanat adamıdır. Millet, milliyet, sanat kavramları başta olmak üzere, millî benlik ve kimlik oluşturulmasını sağlayan duygu ve düşünceler, Türk’e doğru adlı eseri yoğurmuştur. Hiç şüphesiz, bu eserde ileri sürülen fikirlerden bir kısmı bugün gerçekleşmiş, bir kısmı gerçekleşme yolundadır. Bazı duygu ve düşünceler ise, toplumumuzun gündeminden bütünüyle çıkmıştır. Eserin elli yıl öncesine seslendiğini zannetmek yanlıştır. Türk aydını ve idarecisi Baltacıoğlu’nun bu eserinde, günümüzün meselelerine birçok çözüm anahtarları bulabilecektir. İlk baskısı 1942 olan 1972’de baskısından önce yazarı tarafından gözden geçirilen ikinci baskısı yapılan bu eser, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu başta olmak üzere her türlü eğitim ve bilim kuruluşuna yön verecek bir özelliktedir.
Ayvacık (Çanakkale) Yöresi Düz Dokuma Yaygıları (Kilim-Cicim-Zili) – Bekir Deniz
Bu çalışma 1984 yılından bu yana, Batı Anadolu bölgesi ve yakın çevresinde sürdürülen araştırmaların bir bölümünden meydana gelmiştir. Ayvacık yöresi düz dokuma yaygılarının ne zamandan beri dokunduğunu kesin bilmiyoruz. Ancak, Türklerin bu bölgeye geldiği XIV. yüzyıldan bu yana dokuma yaptıkları tahmin edilmektedir. Ayvacık yöresi düz dokuma yaygıları, teknik ne olursa olsun genellikle desen adına göre isim alırlar ve bu desenlere göre çeşitlilik gösterirler. Eserde, Anadolu-Türk düz dokuma yaygılarının tarihçesi, Anadolu- Türk düz dokuma yaygı tipleri ve teknik özellikleri vurgulanmış ve Ayvacık yöresinin coğrafi durumu ve tarihçesi anlatılmıştır. Ayvacık’a bağlı 65 köyden, 55′ i gezilerek araştırmalar yapılmış, eski ve yeni dokumalar yerinde görülüp boya, desen, desenlerin anlamları ve çeşit açısından incelenmiştir.
Destanın Yapısı – Şakir İbrayev Aktaran: Ali Abbas Çınar
Kazak Destanlarında insan, zaman ve mekan kavramlarını konu alan Kazakça’dan Türkçe’ye aktarılan eserde, destanlar ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Destanların milli duygu ve düşünceleri yansıtma özelliği vardır. Bunlar, söz sanatının doruk noktası, pek çok edebi sanatın da anasıdır. Destanlar doğrudan tarih olmamakla beraber, tarihin aydınlatılmasında başvurulan en önemli kaynaklardır. Destanlar aracılığıyla, toplumsal olay ve olguların gelişim ve oluşum tarihi de değerlendirilebilmektedir. Bu eserde, kahramanlık destanlarının tarihçesi, Kazak destanlarının araştırılması, Kazak destanlarını tür bakımından bölümlere ayırma meselesi, Kazak destanlarının destan sanatı ve tipolojisinin meseleleri, eski kahramanlık destanları, kahramanlık destanlarında zaman, mekân, epik devir, gelenek, konu, motif ve estetik gibi konulara yer verilmiştir.
Gevherî Divânı İnceleme-Metin-Dizin-Bibliyografya (Düzeltilmiş ve eklemeler yapılmış II. Baskı) – Şükrü Elçin
Okuyuculara sunulan Gevherî Divânı, 60-70 yıldan beri Türk Halk Edebiyatı sahasında çalışanların ortaya koydukları derleme ve araştırmalarla Bursa (İnebey Medresesi), Çorum (İl Halk Kitaplığı) ve bizdeki Şükrü Fılat Yazmaları gözönünde tutularak yapılmış bir tesbit, onarma ve yeniden okuma sonunda meydana gelmiştir. Divanı hazırlarken üç değerli yazma yanında cönkler ve diğer yayınlar da zaman zaman birinci sayılabilecek kaynak vazifesi görmüştür. Eserde, Gevherî’nin hayatı ve sanatı Gevherî’nin adı, Gevherî’nin doğum yeri, doğum tarihi, tahsili, memuriyeti ve ölümü, şiirleri, etkilendiği kişiler, hece vezni ile yazdığı şiirler koşmalar, semâiler, aruz vezni ile yazdığı şiirler divânlar, gazeller, semâiler, kalenderiler, müstezadlar anlatılmıştır. Sonunda ise şiirlerin dizini ve bibliyografya verilmiştir.
Hüseyinzâde Ali Bey – Ali Haydar Bayat
XX. yüzyıl Türk fikir dünyasının önemli şahsiyetlerinden Hüseyinzâde Ali Bey, doğup büyüdüğü, hayatını geçirdiği, 33 yıl Azerbaycan, 43 Yıl Türkiye’de olmak üzere toplam 76 yıllık yaşamında, öğretim üyeliğinden, gazetecilik ve ressamlığa kadar Azerbaycan’da önemli bir yere sahiptir. Bu büyük ilim, fikir ve sanat adamı hakkında maalesef günümüze kadar bir eser yazılmamıştır. Tıp profesörü, doktor, gazeteci, ressam, şair, mütercim, dilci, ideolog, hümanist olan Hüseyinzâde Ali Bey bütün yönleriyle incelenmiştir. Eserde, Petersburg Üniversitesi Fiziko-Matematik ve İstanbul Askeri Tıp Fakültesi mezunu olan Hüzeyinzâde Ali Bey’in hayatı, Türkiye yılları, sanatı, Türkçülüğü ve Türkçülük tarihindeki yeri, eserleri, hakkında yazılanlar, ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Topkapi Sarayinin Biçimlenmesine Egemen Olan Tasarim Gelenekleri Üzerine Bir Araştırma (1453-1755) – Nadide Seçkin
Günümüze ulaşmış klasik dönem Osmanlı saray yapılarının bütünde korunmuş tek örneği olan Topkapı Sarayı’nı konu alan eserde, Topkapı Sarayı üzerindeki çalışmaların durumu, Türklerde ve İslam’da saray yapıları, Topkapı Sarayı’nın kronolojik gelişmesi, Topkapı Sarayı’nın Anadolu-Türk İslam ve diğer saray yerleşim düzenlerinin karşılaştırılması, her padişah dönemindeki yapılar, Topkapı Sarayı’nın biçim ve düzenlerine egemen olan tasarım gelenekleri ve imgeler yer almıştır. Konu metin sonunda yer alan fotoğraf, gravür ve çizimlerle hareketlendirilmiştir.
Klâsikler Tartışması Başlangıç Dönemi – Ramazan Kaplan
Klâsikler tartışması, tartışmaya katılanlar kadar, tartışma süresince ortaya konulan görüşler ve tartışmanın seyri bakımından da yakın dönem edebiyat ve kültür tarihimizin dikkate değer tartışmalarından birisidir. Tartışma, 1897 Eylül ayında başlar ve aşağı yukarı üç ay kadar sürer. Edebiyat, sanat, kültür ve yer yer felsefe ile ilgili konularda çeşitli düşüncelerin ifadesine imkân veren bu tartışma, dönemin edebiyat ve kültür hayatının canlı bir kesitidir. Bu eserde, bu tartışma dolayısıyla ileri sürülen görüşler belirlenmeye ve tartışmanın amacı bakımından taşıdıkları öneme işaret edilmeye çalışılmıştır.
Lâmi’î Vâmık u Azrâ İnceleme-Metin – Gönül Ayan
Türk edebiyatında Vâmık u Azrâ mesnevisi oldukça önemli bir yere sahiptir. Eser iki kısım halinde düzenlenmiştir. İnceleme mahiyetindeki birinci kısım: Üç Bölüm’dür: Birinci Bölüm’de, kaynağından başlayarak Vâmık u Azrâ hikayeleri ele alınmış, başka dillerde Vâmık u Azrâ yazanlar araştırılmış ve Unsurî’nin bu addaki eseriyle Lâmi’î Çelebi’nin mesnevisi arasındaki benzerlikler ortaya konmaya çalışılmıştır. İkinci Bölüm’de Lâmi’î’nin Vâmık u Azrâ mesnevisinin konusu, muhtevası ve özellikleri araştırılmıştır. Üçüncü bölümde ise Vâmık u Azrâ mesnevisinin şekil özellikleri ele alınmıştır. Eserin ikinci kısmında da Lâmi’î Çelebi’nin Vâmık u Azrâ mesnevisinin yazma nüshaları tanıtılmış, tenkidli metin kurulurken tutulan yol belirtilerek, eserin karşılaştırmalı metni verilmiştir.
Vatan Ve Kahramanlık Şiirleri – Hidayet Özcan
Tarih sahnesine çıktığı günden beri çok geniş bir coğrafyada devletler kuran Türk milletinin en bariz vasıflarından biri şüphesiz kahramanlıktır. Tarih sayfaları, hem fert hem de millet olarak Türk’ün kahramanlıklarıyla doludur. Kahramanlık, aklın ve ilmin sınırlarını zorlayan bir davranıştır. Ve asıl mânasını şairin dilinde bulur. Türk milleti, Müslüman olmadan önce fetih, Müslüman olduktan sonra ise, gaza şuuruyla dünyanın medeniyet merkezlerini fethetmiş, fethettiği her karış toprağı yaşanabilir kılmış ve onu vatanlaştırmıştır. Başta İstiklal Marşı başta olmak üzere, konusu Vatan ve Kahramanlık olan 100 adet şiirden oluşan bu kitap, coğrafyayı vatanlaştıran ve o vatanda hür yaşamamız için canlarını feda edenlerin ruhlarını şad etmek için vesile olmuştur.
Nevruz – H. Vedat Demirbaş
Nevruz ile ilgili Bilge Dergisinde yayımlanan yazıların derlemesi olan kitapta, insan, nevruz, bilge üzerine, Türk halk inançlarında nevruz motifi, Kazak folklorunda Nevruz, Sadık Tural ile Nevruz üzerine bir sohbet, Kars yöresinde Nevruz bayramı, Gagavuzlarda ilkyaz bayramı, Türk Ergenekon bayramı ve Türk Dünyasındaki Nevruz kitapları konulu yazılara yer verilmiştir.
Türk Ailesi – Mehmet Eröz, Ali Güler
Bir erkekle bir kadın arasında meşru, makul, malum beraberliğin adına aile denir. Arapça’dan aldığımız bu kelimenin en eski Türkçemizdeki karşılığı ne idi? Sorusuna cevap aramak yerine ev(üy) adını taşıyan özel mekân kelimesine bakarak bir fikre varılabilir. Evlenmek/üylenmek, evermek fiilleri yanında ere varmak, kız vermek, kız çıkarmak fiilleri de bulunmaktadır. Bu fiillerden anlaşılıyor ki, Türklerde aile bağımsızlığın ilanı ve kişinin şahsiyet olmasının kabulü ile ilgili bir göstergedir. Mehmet Eröz, Türk aile yapısını Durkheim, Ziya Gökalp ve Mehmet İzzet’in görüşleri çerçevesinde değerlendirmiştir. Türk ailesinin nitelikleri sosyal, ekonomik ve kültürel olarak geçirdiği değişiklikler ele alınmıştır. Ali Güler ise, konuyu Türklerde aile ve evlilik tipleri, aile fertleri ve akrabalar açısından ele almıştır.
Türkçe’nin Klasiklerinden Ömer Seyfeddin’in Hikâyeleri – Ayfer Yılmaz
Ömer Seyfeddin’in hayatı, sanatı ve eserleri hakkında bilgi verildikten sonra, Kaç Yerinden, Mehdi, Vire, Pembe İncili Kaftan, Kurbağa Davası, adlı hikâyeleri ele alınmıştır. Ömer Seyfeddin, batıdan gelen romanla henüz tanıştığımız yıllarda, hikâyeci olarak eser vermiştir. Yazarlarımızın birçoğunun hikâyeyi romana geçiş için basamak gibi gördüğü bir dönemde, O, hikâyenin, üzerinde dikkatle durulması gereken hususî ve müstakil bir edebî tür olduğu fikrinde ısrar etmiştir. Ömer Seyfeddin Türk hikâyeciliğinin ilk büyük ismi olarak edebiyat tarihindeki yerini almıştır.
Türk Soylu Halkların Halı, Kilim Ve Cicim Sanatı Uluslararası Bilgi Şöleni Bildirileri – Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı
Türk Kültürünün önemli bir bölümünü oluşturan halı, kilim ve cicim sanatının gerek üretimi, gerekse pazarlaması açısından enine boyuna incelendiği bu bildiriler kitabı, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı’nın Cumhuriyetin 75. Yılı için gerçekleştirilen prestij kitabı olma özelliğini taşımaktadır. Eser 17’si yurt dışından, 23’ü Türkiye’den, toplam 40 bilim insanının katıldığı toplantıda sunulan bildirilerden oluşmaktadır. Halı, kilim, cicim gibi dokuma sanatları, özellikle halı konusuyla ilgili bugün dünyada pek çok dernek ve kuruluş faaliyetlerini sürdürmektedir. Her yıl dünyanın çeşitli ülkelerinde kongreler, bilgi şölenleri, haftalar organize edilmekte, sergiler kurulmaktadır. Türk halısı da gerek dokuma tekniği, gerek motifleri ve gerekse renkleri ile gerçekten dünya halı sanatı içerisinde önemli bir yer tutmaktadır.
100. Doğum Yıldönümünde Hasan-Âli Yücel – Songül Boybeyi
Eser “100. Doğum Yıldönümünde Hasan-Âli Yücel Paneli”nde sunulan konuşmaların kitaba dönüştürülmesiyle meydana gelmiştir. 1997 yılında Millî Komisyonun teklifiyle UNESCO Genel Konferansı’nın anılmasını kararlaştırdığı kişiler arasında 100. Doğum yıldönümü dolayısıyla Hasan-Âli Yücel yer almaktadır. Kitapta panele sunulan konuşmalar, Hasan-Âli Yücel’in 4 Kasım 1945 ve 10 Aralık 1945’te Mili Eğitim Bakanıyken Birleşmiş Milletler Eğitim, Kültür ve Bilim Konferası’nda yapmış olduğu konuşmasının özeti, konferans hakkında Ulus Gazetesine verdiği demeç ve iki şiiri yer almaktadır.