1990 Yılı Kurum Kitapları

Atatürk’ün Kültür ve Medeniyet Konusundaki Sözleri – Yayına Hazırlayan: Alim Yanık

Eserde Atatürk’ün kültür ve uygarlık konusundaki sözleri bağlamları içinde fakat olduğu gibi, yani herhangi bir kopukluk ya da ekleme yapmaksızın okuyucuya sunulmaktadır. Okuyucunun Atatürk’ün kültür ve medeniyet konusundaki düşüncesini kaynağından inceleyebilmesi için, metinlerde herhangi bir sadeleştirme de yapılmamıştır. Ayrıca, metinler, baştaki birkaçı dışında tarih sıralarına göre bu cilde alınmıştır. Atatürk’ün kültür ve uygarlık konusundaki sözleri yer, tarih ve nerede konuştuğu verilerek okuyucuya sunulmaktadır. Kültürde, uygarlıkta gelişkenlik vasfına, dinamizme, verdiği önemi, Atatürk’ün birçok vesilelerle dile getirdiğini görmekteyiz. Kitaba aktarılan metinlerin sonuna eklenen sözlüğün hacmi ve zenginliği dikkati çekmektedir. Bu sözlükte geçen kelimelerin öncelikle Atatürk’ün sözlerinden alınan metin parçalarındaki anlamlarının, yani içinde bulundukları bağlamlara tam uygun manalarının, belirginleştirilmesine özel önem verilmiş, özen gösterilmiştir.

 

Fârâbî’nin Bazı Mantık Eserleri – Mübahat Türker-Küyel

Fârâbî külliyatının I. cildi olan eserde Fârâbî’nin Mantık üzerine yaptığı çalışmalar hakkında genel bir değerlendirmede bulunulmuştur. Yazma eserleri bakımından çok zengin ve adeta rakipsiz olduğu bilinen memleketimiz kitaplıklarında birlik halinde tarama yapmak ve çalışılmak suretiyle, sonra dış ülkelerdeki kütüphanelerle ve ilim adamlarıyla işbirliği tesis edilerek, bir “Fârâbi Felsefe, Bilim ve Sanat Alanındaki eserleri ve Türkçe Tercümeleri Külliyatı” ortaya konulmak fikrinden yola çıkılarak beş ciltlik eser oluşturulmuştur. Bu incelemede İslâm Ansiklopedisi transkripsiyonu kullanılmıştır. Fârâbî, mantık konusunda çok sayıda eser vermiştir. Bu arada, mantıkta ihtiyaç duyulan konularda, küçük risâleler halinde eserler vermekten de geri durmamıştır.

 

Fârâbî’nin “Şera’it ul -Vakîn”i – Mübahat Türker-Küyel

Fârâbî külliyatının II. cildi olan eserde, doğru ve sağlam anlamlı bilgilerin koşullarından söz edilmiştir. 1890’lardan 1955’lere kadar olan devrede Fârâbî’nin mantık eserlerinin Arapça asıllarından hemen hiçbiri neşredilmemiş, hatta bu nedenle İslâm âleminde mantık hareketi en münasip örnek olan Fârâbî’ye göre değil, fakat İbn-i Sînâ’ya dayanılarak tetkik edilmek mecburiyeti doğmuştur. “Şera’it ul-Yakîn”in Paris nüshasına nazaran sondan birkaç cümle noksan olan Arapça bir nüshası daha bulunmaktadır. Yüzyılımızda yapılan araştırmalar, İslâm âleminde felsefenin gerçek kurucusunun Fârâbî olduğunu pekiştirmiş, onun İslâm dünyasında “Muallim-i Sânî” lakabına layık bulunduğunu teyit etmiştir.

 

Fârâbî’nin Peri Hermeneias Muhtasarı – Mübahat Türker-Küyel

Fârâbî külliyatının III. cildi olan eser, Peri Hermeneias’ın genişletilmiş bir özetidir. Kesin bilginin nasıl olduğu, bilginin kaynağı, kökeni, koşulları araştırılmıştır. Yorum üzerine olan konular mantık açısından değerlendirilmiştir. İslâm felsefe tarihiyle ilgili sahada yapılan son yarım yüzyıllık araştırmalar İslâm âleminde yetişen ilk filozofun Fârâbî olduğunu göstermektedir. Yunan ilim ve felsefesini İslâm âlemine kazandırmış olan büyük çeviri faaliyetinden sonra yetişen Fârâbî’nin İslâm âleminde ilk filozof sıfatıyla işgal etmiş olduğu yer el-Kindî münasebetiyle tartışma konusu olmuş olsa bile, çağdaş araştırıcıların Fârâbî lehine varmış oldukları sonuçlar hemen hemen kesinleşmiş gibidir. Bu eserde dört yazmadan biri olan Hamidiyye-812 yazması esas alınmıştır.

 

Fârâbî’ye Atfedilen Küçük Bir Eser – Mübahat Türker-Küyel

Fârâbî külliyatının IV. cildi olan eserde, ölüm ve ölüm sonrasına ilişkin ilgili konular tartışılmıştır. Fârâbî mantık konusunda çok sayıda eser vermiştir. Fârâbî, Aristoteles’in Organon adı altında toplanan mantık kitaplarını küçük muhtasarlar halinde kısaltmak suretiyle toplu olarak ele almış olduğu gibi, onları ayrı ayrı söz konusu da ederek, orta muhtasarlar halinde daha geniş özetler yapmıştır. Sonuç olarak, ciltler tutacak surette, onları büyük şerhler veya büyük muhtasarlar halinde, birer birer genişletmiştir. Bu arada, o, mantıkta ihtiyaç duyulan konularda, küçük risaleler halinde eserler vermekten de geri durmamıştır. Yüzyılımızda yapılan araştırmalar, İslâm âleminde felsefenin gerçek kurucusunun Fârâbî olduğunu pekiştirmiş, onun İslâm dünyasında “Muallim-i Sânî” lakabına layık bulunduğunu teyit etmiştir.

 

Milli Kültür Unsurlarımız Üzerinde Genel Görüşler – Anonim

Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yüksek Kurulu’nun 2876 sayılı kanunda belirtilen görevleri arasında kültür unsurları ile ilgili şu hüküm bulunmaktadır. ”Bu kanunda açıklanan amaç ve ilkeler doğrultusunda milli politikaların oluşmasında, belirlenmesinde, yürütülmesinde, milli hedeflerin seçiminde esas alınacak milli kültür unsurlarını tespit etmek, bu konularda gerekli gördüğü araştırma ve incelemeleri yaptırmak”. Yapılan toplantılar sonucunda kültür unsurları ve kültür politikaları çalışmalarında dikkate alınması gereken hedefler belirlenmiş ve ortaya bu kitap çıkmıştır. Atatürk ve milli kültür, dil, tarih, müzik, mimarlık, edebiyat, tiyatro, adetler, örfler, gelenekler, hukuk, askerlik, teknoloji, spor, basın -yayın gibi kültür unsurları ele alınarak her biri farklı bir makale olarak tanıtılmıştır.

 

Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan’ın Makalelerinden Seçmeler – Anonim

Prof. Dr. Ali Nihad Tarlan çeşitli öğretim kademelerinde Türk eğitimine hizmet etmiş bir eğitimci, Türk edebiyatı alanında yüzlerce öğretmen yetiştirmiş hocaların hocası, Türk edebiyatına özellikle divan edebiyatına gönül vermiş bir edebiyat tarihçisi, şair, edip ve düşünürdür. Eserde, Ali Nihad Tarlan’ın hayatı ve eserleri tanıtılmıştır. Edebiyatta eskilik ve yenilik, Türk edebiyatında hamaset, Divan edebiyatında sanat telakkisi, bir rubainin düşündürdükleri, Ali Şir Nevayi, Nef’i ve Tuhfetü’1-Uuşak Tercümesi gibi seçme yazıları yer almıştır. Ayrıca, Tarlan’ın diğer makalelerinin bibliyografyası verilmiştir.

 

Uluslararası Ibn Türk, Hârez.Mî Fârâbi, Beyrûnî Ve İbn Sînâ Sempozyumu Bildirileri – Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı

Orta Asya menşeili beş bilim insanı ve düşünürün konu edildiği sempozyum kurumun düzenlediği ilk sempozyum olma özelliğini taşımaktadır. Sempozyuma 21’i yurtdışından olmak üzere toplam 50 bilim insanı katılmıştır. Bildiriler 5 ayrı bölümde, felsefe, müzik, bilim tarihi, tıp ve eczacılık tarihi başlıkları altında verilmiştir. Toplantıda İbn Türk, Hârezmî, Fârâbi, Beyrûnî ve İbn Sînâ çeşitli yönlerden ele alınıp incelenmiştir. Eser “Acts of the International Symposium on Ibn Turk, Khwârezmî, Fârâbî, Beyrûnî, and Ibn Sînâ” başlığı altında İngilizce olarak yayımlanmıştır.